30 Aralık 2008 Salı

Kahveler Muhabbet yerleriymiş ..

Kahveler bilindiği gibi osmanlı devleti zamanından beri Türkler için vazgeçilmez muhabbet mekanlarıymış. Zamanın alimleri ve din adamları boş vakitlerinde kahvelere gider oralarda güzel sohbetler ederlermiş ve halkı bilinçlendirirlermiş. Bu düzen tabii ki yıkılmaya başlamış zamanla. Kahve kültürü denen kültür empoze edilmiş nasıl empoze edilmişse artık .. işe yaramaz ( öyle de deyip rencide etmek istemiyorum kimseyi) en azından işi olmayan insanları takıldığı pişpirik oynadığı parasına okeylerin döndüğü batak denen oyunun eksik olmadığı ve kahveden çok çayın tüketildiği o çayın da kaçak çay olduğu bizden olmayan bir ortam olmuş maalesef. Flickr'da dolaşırken bu resmi görünce o dönemler geldi aklıma. Belli bu amcalar o kötü kültürden etkilenmemişe benziyorlar. Muhabbet koyu birbirlerine birşeyler anlatıyorlar.

Kahve resimleri ...






18 Aralık 2008 Perşembe

Kitap Cafe Araştırması


Koyu Kahve/Galatasaray:

Mektup yazmak, kitap okumak, dergi karıştırmak için sakin bir yer. Fonda rahatsız etmeyen uyumlu bir müzik. Sabah erken dışarıda bir masada oturduğunuzda yazlıktaki bir pansiyonun balkonunda oturuyormuş hissine kapılmanız da mümkün.

İstiklal Caddesi'nden biraz uzakta, yarı çıkmaz, araba geçmez, merdivenli iki sokak arasına saklanmış bir 'Brasserie' var. Adı: Koyu Kahve. Galatasaray Lisesi'nin arkasında yer alıyor.

Mekán, yüz yaşından yaşlı eski bir Beyoğlu apartmanı olan, Apelyan Apartmanı'nın giriş katında karşımıza çıkıyor. Kahvenin tam karşısında eski, uzun mu uzun, yüksek mi yüksek bir duvar uzanıyor. Galatasaray Lisesi'nin arka bahçesinin duvarı. Kimi yerleri yeşillikli ve çiçekli, göğe doğru uzanan bir duvar. Mekán üç dar yol ağzında yer alıyor. Kahvenin dışarıya konmuş küçük kare ahşap masalarına oturduğunuzda, beyaz çiçekli iki küçük papatya ağacı karşılıyor sizi. Kahvenin hem İstiklal Caddesi'nin bu kadar yakınında yer alması hem de olabildiğince sakin ve gürültüsüz bir mekán olması önemli özelliklerinden biri.

Çini soba keyfi

Ayak üstü bir şeyler atıştırmanız mümkün olan Koyu Kahve; işletmecisi Deniz Hanım'ın açıklaması ile 'Fransız brasserie' tarzı bir yer. Krep, salata, elmalı pay, vişneli turta... yiyeceklerden bazıları.

Çalınan müzik genellikle caz ağırlıklı. Örnekleri şöyle sayabiliriz: Brooklyn Ensemble, Wax Poetic, Earl Gulck, Vital Force, Dianne Reeves... Gürol Ağırbaş, Yansımalar, Şenol-Filiz-Birol Yaylısı...

Kapının kalın ahşabına gömülmüş, ışığı süzen dört kalın kare cam, girişi süslüyor.

İçeri girer girmez sizi en azından seksen yaşında bir çini soba karşılıyor. Eğer yağmur yağıyor ve de hava serinse 'soba sıcaklığı' ile ısınıyorsunuz. Etrafta hákim renk maun. İçerde 10 adet koyu kahverengi, tahta, kare masa bulunuyor. Bazıları yanyana duvar ve pencere dibine yerleştirilmiş. Duvar kenarlarında ayrıca ahşaptan sedir tipinde oturma yerleri mevcut. Özenle hazırlanmış bu iç dekoru işletmenin sahibi Deniz Obuz'un kardeşi Sema Obuz hazırlamış. Karşılıklı iki duvara, arkadan ışıklandırılmış 'manalı gülümseyip bakan' etkileyici iki kadın yüzü resmedilmiş.

Huzur arayanlara

Çini sobayı seyretmek bile ayrı bir keyif. Sobanın sağında koyu renk bir bez üzerinde çeşitli kumaş cepler yer alıyor. Bu ceplerde İngilizce sanat dergilerinden ülkemizde yayımlanan günlük gazete ve dergilere çeşitli yayınları bulmak mümkün. Sağdaki pencereden rüzgárda kımıldayan ağaçların dallarını seyretmek mümkün. Ağaçlar incir, çam, salkım söğüt, erik. Ayrıca pencere kenarlarında yer alan, bakışımızı süsleyen sardunyaları da unutmamak gerek. Tavan kırmızı tuğlalardan oluşmuş. Tuğlaların aralarındaki demir atkılar da mekána doğal bir eskilik, esrarengiz bir mahzen havası veriyor. Aydınlatma ustaca gizlenmiş, loş bir ışıkla oluşuyor. Siz farkına varmadan ışık sizi içine alıyor. Mektup yazmak, kitap okumak için ideal bir yer. Sabah erken dışarıda bir masada oturduğunuzda yazlıktaki bir pansiyonun balkonunda oturuyormuş hissine kapılmanız da mümkün.

Koyu Kahve, pazarları hariç hergün 09.00 - 22.00 arasında açık. Tel: 0212. 251 77 14. Hayriye Cad. Çapanoğlu Sok. No: 5/2. Çukurcuma. Beyoğlu.

Kaynak : http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1999/05/14/116427.asp